Uyan artık Büyük Altay!

Bülent Buda: Bir hafta sonra lig bitiyor. Ligin bitiminden sonra neler olacağını bilen kestirebilen var mı? Birincil olarak var olan oyuncu grubunun fire vermeden bir arada tutabilmeniz olanaksız. Para kazandıranları satacaksınız başka çareniz yok.

Biriken, ödenemeyen borçlar üstüne gelecek cezalarla nasıl baş edeceksiniz. Kişisel olarak başkanlığa aday olanları kutluyorum. Çok yürekli insanlar. Birincil koşul gerçeği kabullenmek ve de onunla baş edebilmenin yollarını aramak.

Dışarıdan gazel okumak kolay gelir böyle zamanlarda. Benimkisi ne gazel ne de akıl vericilik. Bir tane değil ancak onlarca, yüzlerce, binlerce güçlü Altaylı bitirir bu kulübün bu dar boğazını. Kısa bir anekdot, zamansız ve isimsiz. Yılların birinde bir yönetim kurulu toplantısı. İsmi gerekmez bir futbol kulübü. İlk sözü başkan alıyor. Yönetim içinde bir finans kurulu oluşturulmasını öneriyor. Yöneticilerden tık yok. Başkan toplantıya davetli katılan kulüp müdürüne dönüyor bu kez, ‘‘Ağabey sen bu öneriye ne diyorsun?’’ diyor. Kulüp müdürü aynen, ‘‘Sevgili başkan, kasada beş kuruş yok. Para olmadan finans kurulu ne iş yapar?’’ Elbette toplantı odasında sessizlik!!!

Fatih Tanfer: - Altay, Adanaspor karşısında 5. dakikada şansız bir gol yiyerek geriye düştü. Altay, gücü nispetinde mücadele etti. Ancak Adanaspor ligde kalmak adına kazanmak zorundaydı. Yusuf’un şutunun direkten dönmesi. 83. dakikada Enes’in şutunu kalecinin kurtarması. Uzatmalarda Eren’in vuruşunun sonuçsuz kalması Altay adına büyük şansızlıktı.

- Altay’ın gücü bu kadar. Mental ve fiziksel yorgunluk çözülemiyor. Elbette stres ve baskıda takım oyununu olumsuz etkiliyor.

- Bu hafta Trendyol 1. Lig’de son maçına çıkacak. Altay adına yeni umutlar, yeni hayallerin gerçekleşmesi çok da zor değil. Yeter ki istikrar ve başta ekonomik sorunları çözümlenmesi için tüm camianın birlikte olması gerekir.

Mehmet Demirtaş: Altay’da 110 yılda 65 başkan görev yaptı. Çoğunluğu siyasetin içinden gelmişti. Kimi iş adamıydı. Kimi de bürokrat. Tribünden gelen başkanlar da oldu. Çoğunlukla başarısız olundu...

Bir kaç istisna hariç, gelmiş geçmiş yönetimler borçları bırakıp gitti. Kendi dönemine ait borçlara sahip çıkmadı.

Süper Lig’de son olarak 2021-2022 sezonunda boy gösteren Altay, o yıl yaklaşık 400 milyon lira borçla küme düştü.

Bir türlü kaynak yaratamayan Altay’ın borcu şu an 600 milyon liranın üzerine çıktı. Rant peşinde koştular, kaynakları tükettiler.

O gün bulduklarını o gün yediler. Altay’ı tükettiler. Egolarının esiri oldular. Üyelere düşen yapılanları sorgulamak ve karşı çıkmaktı. Onlar ne yaptı?

Kongrede el kaldırdılar. Yapılan yanlışları onayladılar... Altay yıllardır borç ödüyor. Çoğunlukla yapılan ödemeler borcun faizlerine bile yetmiyor.

Kur yerinde durmayınca borç öde öde bitmiyor. Bir tarafta ligde yapılan mücadele, diğer tarafta borçların yönetilmesi kolay değil.

Mali disiplin sağlanamıyor. Alınan yanlış kararlar sonucu kulüp ekonomik özgürlüğüne kavuşamıyor.

Gelir-gider dengesi sağlanamıyor. Gider fazla, gelir az. Dipsiz bir kuyu gibi. İçine ne atarsan eriyip gidiyor.

Kaynak üretmekte başarılı oldukları söylenemez. Çünkü; tüm şehri kapsayıcı, kucaklayan bir yönetim modeli oluşturamıyorlar.

Kısaca Altay bulunduğu yere yakışmıyor. İçinde bulunduğu durum acı veriyor...

Kulüp profesyonel bir anlayış ile yönetilmeli. Ne olursa olsun Altay derin uykudan uyanıp harekete geçilmeli.

Kurtuluş ise şirketleşmekden geçiyor. Kendisine uygun olan şirketleşme modeli üzerine yoğunlaşılmalı.

Altay’da milat ilan edilmeli. Eskilerin alışkanlığı unutularak. Kilometre sıfırlanarak yeni bir yola çıkılmalı.

Başka çare yok!..

Altay kentin en güçlü STK’larının başında geliyor.

Resmi üye sayısının dışında on binlerce gönüllü taraftarı var.

Kentte bir birçok futbol insanı var. Ortak bir akılla hareket edilmeli, akademik destekle Altay’a özgü bir yönetim modeli belirlenmeli. En önemlisi şeffaf bir yönetim oluşturulmalı.

Konumuz Altay’ın bekası ise, yapılacaklar belli. Camiayı daha fazla yormayın. Daha fazla yıpratmayın...

Kimseyi dışlamadan çalışmaya başlayın. Altaylı olmanın o veya bu parti ile alakası yok!

O tribünde her siyasi görüşten insan var.

Eminim; herkesin ortak düşüncesi Altay’ın eski güzel günlere dönmesidir. Doğru olan şehrin dinamiklerini harekete geçirerek, Altay’ı yaşatmak olmalı.

Sahibi gibi davranmadan, “Ben yaparım” demeden. Ortak akıl üretebilirler.

Bugüne kadar uygulanan ayrıştırıcı sistemden bir an önce vazgeçilmeli. Altay birleştirici ruhu ile bu şehrin en önemli değeridir. Bir kurtarıcı beklemeden, bu değere hep birlikte sahip çıkın...

Kimseyi ötekileştirmeden. Bir karar vermek zorundasınız. Altay’ın böyle bir gücü var. En sağlıklı kararı Altaylı verecektir...