İdil Janet Huvaj- Cansu Kocaman / 8-9 Haziran’da gerçekleştirilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (2024 YKS) sonuçları açıklandı. Milyonlarca öğrencinin tercih telaşı 25 Temmuz’da başladı. Sınav sonuçları öncesi açıklama yapan YÖK Başkanı Erol Özvar, devlet üniversitelerindeki 2’inci öğretim programlarının kapatıldığını belirtmişti.
ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ DEĞİŞECEK
Okul müdürü ve psikolojik danışman Önem Mutlu Karaduman, tercihlerde olacak değişikliklerle ilgili, “İkinci öğretim seçeneklerinin azalması, öğrencilerin gündüz programlarına yönelmelerine neden olabilir. Bu, gündüz programlarının kontenjanlarının dolmasına ve rekabetin artmasına yol açabilir. Esneklik arayan öğrenciler, çevrim içi veya hibrit programları tercih edebilirler. Bu durum ,bu tür programlara olan talebin artmasına neden olabilir. Daha esnek ders programları, çevrim içi eğitim seçenekleri ve hibrit modeller sunan üniversiteler daha fazla tercih edilebilir. Öğrenciler, eğitim ve çalışma saatlerini dengeleyebilecekleri üniversiteleri seçmeye yönelebilirler.” dedi.
KARARIN ALINMASINDA NE ETKİLİ OLDU?
Önem Mutlu Karaduman, “İkinci öğretim programlarının kaldırılması, eğitimin kalitesinin artmasına yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir. Özellikle ikinci öğretimde verilen derslerin kalitesinin düşmesi ve bazı öğretim üyelerinin bu programları ek gelir kapısı olarak görmesi gibi olumsuzluklar, bu kararın alınmasında etkili oldu” ifadelerini kullandı.
“ZOR BİR TERCİH DÖNEMİ OLACAK”
Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Sedef Arı, “YÖK, kapatılan ikinci öğretim ve azaltılan diğer bazı bölümlerden eksilen kontenjanlar için bir kontenjan eksilmesine gitmeyeceğini, bunlardan boşalan koltukları istihdam olanakları daha güçlü yeni bölümlerle tamamlayacaklarını paylaştı. Bu da sınava giren öğrencilerin yerleşme anlamında mağduriyet yaşamayacaklarını ve yeni alanlara yönelme şansı elde edeceklerini gösteriyor fakat yapılan açıklamalarla ilgili altyapı çalışmalarını göremiyoruz. Seksen bin ikinci öğretim programının azalmasının yanında eczacılık, psikoloji, beslenme ve diyetetik gibi önemli bölümlerin de kontenjan azalmasına gittiğini düşünürsek en iyi ihtimalle yüz binlik kontenjan açığının yerine planlanan yeni bölümlerle ilgili çalışmalar görülmemektedir. Bu da tercih döneminde sıralamaların büyük ölçüde etkileneceğini, garanti tercih diye nitelendirdiğimiz sıralama aralıklarını çoğaltmamız gerektiğini göstermektedir. Zor bir tercih dönemi olacaktır.” açıklamasında bulundu.
ÖĞRETİM NİTELİKLERİ ARTACAK
Birinci ve ikinci öğretim arasındaki sıralama farklarına dikkat çeken Sedef Arı, “İkinci öğretim programları hem akademisyenlerin çalışma alanlarını daraltıyordu hem de eğitimde verimsizliğe sebep olarak ikiciliğe sebep olmaktaydı. İnceleme yapıldığında aynı bölümün birinci ve ikinci öğretimi arasında uçuk sıralama farkları göze çarpmaktaydı. Bu da programların öğretim seviyesini etkilemekteydi. Bu karar hem akademisyenlerin akademik çalışmalarına daha fazla ağırlık vermelerine sebep olacak hem de bölümlerin öğretim niteliklerinin artmasına katkı sağlayacaktır.” diyerek mesleki okullarda artış olacağını belirtti. Sedef Arı, “İkinci öğretim ile başlayacak daralmalar öğrencilerin meslek yüksek okullarını tercih etmelerine sebep olacak, bu durumda meslek liselerinin tercihlerini de olumlu olarak etkileyecektir. ” dedi.
TERCİHLERDE DEĞİŞİKLİK OLACAK
Bölümler arasında tercih geçişleri olacağını vurgulayan Arı, “Bunların yanında; kapatılacak bölümleri incelediğimizde öğretim programlarının binden fazlası elektrik-elektronik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği vb. talebin olduğu ve başarı sıralamalarının iyi olduğu bölümler olduğunu görmekteyiz. Buradaki kontenjanlar azaltıldığında üst dilimdeki daralma bütün bölümleri ve sıralamaları kar topu gibi etkileyecektir. Bu etkileme bölümler arasında tercih geçişlerine sebep olacaktır ve öğrencilerin tercih dönemindeki alternatif sayılarını arttıracaktır.” şeklinde konuştu.
‘NİTELİKLİ BİR ADIM’
Akademi açıdan nitelikli bir adım olduğunu vurgulayan İstanbul Rumeli Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Gamze Gezginci , “Son yıllarda üniversiteler konusunda alınmış önemli kararlardan biri ikinci öğretimlerin kapatılması. Yükseköğretimin amacı temel disiplinler üzerinde uzman ve nitelikli insan yetiştirmek. Buradan mezun olan öğrenciler istedikleri takdirde lisansüstü eğitim ile bilim insanı olma yolunda ilerleyebilir. Bu karara dışarıdan bakınca gündüz çalışıp akşam okuyan insanların hali ne olacak? Sorusu geliyor. En büyük tepki burada başlıyor ancak durum öyle değil. Zaten her üniversite ikinci öğretim programları açmıyor hatta birçok özel üniversite birkaç yıl öncesinden ikinci öğretim programlarını kapatma kararı almıştı. Zaten var olan bir sistem sadece karara bağlandı. İkinci öğretim programlarının kaldırılması akademik açıdan kesinlikle nitelikli bir adımdır. ” dedi.
Alternatif çözümlere ise Gamze Gezginci, “Zaten şu anda YÖK yaptığı açıklamada ikinci öğretim kontenjanlarının yeni açılacak bölümlere kaydırılacağını duyurmuştu. Burada amaç öğrencinin hem okuyup hem çalışması ise burada iş sektörü ile belirli anlaşmalar yapılmalıdır. Çalışarak üniversite okumak zorunda olan gençlerimiz için belirli istihdam alanları oluşturulmalı. Temel disiplinlerin tek bir düzen altında toplanması gerçekten bölümü okumak isteyen öğrenciye eğitim verilmesi nitelikli meslek mensuplarının yetiştirilmesinde önem arz etmekte. Meslek alanında kendini geliştirmek isteyen gençlerimiz için tek çare lisans veya lisansüstü eğitim değil. Meslek kursları, sertifika programları gibi alanda kendilerini geliştirecekleri birçok alternatif zaten halihazırda mevcut” ifadelerini kullandı.
GELECEKTE NELER DEĞİŞECEK?
Gezginci, üniversitelerin eğitim programlarında değişim olacağını vurguladı. Gezginci şu ifadeleri kullandı: Atılan adımlar yükseköğretimde köklü değişikliklere gidileceğinin göstergesi. Pandemi süreciyle birlikte özellikle eğitim alanında hızlı değişimler yaşadık. Teknolojiyi eğitim alanında anaokulundan yükseköğretime kadar her kademede hissettik. Yeni bir sisteme alışmaya çalışırken pandeminin son bulması ile birlikte yeniden bir değişim sürecine girildi. Bu sebeple eğitim alanında olumlu olumsuz birçok dalgalanmaların meydana çıkması normal. Bu karar tabii ki eğitim niteliği ile ilgili olumlu olmakla beraber süreç içerisinde bu değişikliğe istinaden eğitim sistemindeki niteliğe yönelik etkisi zaman içerisinde daha net anlaşılacak. Benim şahsi görüşüm; yakın zamanda lisansüstü eğitimlerde de düzenlemelere gidileceği yönünde. Özellikle tezli ve tezsiz yüksek lisans programlarının sertifika programlarından ayrı bir sistem olduğu bilincinin öğrencilerde oluşturulması için bu adımlar da gerekli. Ayrıca lisans programlarında farklı isimlere ancak aynı eğitim içeriğine sahip birçok program mevcut. Temel disiplin alanlarının yeniden tanımlanması ve belirlenmesi adına bu konuda da adım atılacağını düşünüyorum. Yükseköğretim alanındaki bu yeni reformlar akademik nitelik adına umut yeşerdiğinin göstergesi.
“İKİNCİ ÖĞRETİM ÖĞRENCİ İÇİN AVANTAJ”
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3.sınıf öğrencisi olan Oktay Arslan, ikinci öğretimin avantajlarını ve dezavantajlarını sıraladı. Oktay Arslan şu ifadeleri kullandı: İkinci öğretim öğrencileri akşam 4-5 gibi derslere girer 9 gibi derslerden çıkarlar. Öncelikle gün içerisinde yapmak istediğiniz işi halledebiliyorsunuz. Günü daha verimli kullanabiliyorum. Örneğin kursa gidiyorsunuz genelde bu kurslar sabah olduğu için ikinci öğretimin faydasını bu yönden söyleyebilirim. İkinci öğretimin olması öğrenci için avantaj. İstanbul’da çok fazla iş imkanı var. Öğrenciler part-time işlere gidilebiliyor. İşe gidip derse yetişme imkanınız bulunuyor. İkinci öğretime gitmekten memnunum. Dezavantajı için ise akşam saatleri ulaşım konusunda sıkıntı olabiliyor.
News
